Paylaş

Kartepe Zirvesinde konuşan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan; “İnsan ruh ve bedenden oluşuyor. Ruh bedenden çıktığında insanın bir canlılığı kalmıyor. İnsan çevresinin mahkumudur” dedi.

Demircan “İnsan çevresinin mahkumudur”

Bu yıl “Şehircilik ve Mutlu Şehir” teması ile toplanan Kartepe Zirvesi’nin ilk gününde özel oturumlar devam ediyor. 4. özel oturumda “İnsan ve Mekan” konusu ele alındı. Özel oturumda konuşan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan “İnsan ruh ve bedenden oluşuyor. Ruh bedenden çıktığında insanın bir canlılığı kalmıyor. İnsan çevresinin mahkumudur” dedi.

“İNSAN ÇEVRESİ İLE BİR BÜTÜNDÜR”

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği Kartepe Zirvesi İnsan ve Mekan konulu özel oturumunda konuşan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Ahmet Misbah Demircan, “İnsan maddeten ve ruhen bağımlı bir varlıktır. İlk olarak çevre ve insan ilişkisinin üzerine değinmek istiyorum. Dünyanın birçok yerinde farklı tenlerde ve farklı renklerde insanlar var. Her insan bulunduğu yörenin meyvesi olarak ortaya çıkmaktadır. Coğrafya kaderdir. O coğrafyanın durumuna göre yiyecek var, ona göre kültürü var ve ona göre insanı ilişkiler var. İnsanın coğrafya ve mekan ile çok büyük ilgisi vardır. İnsan çevresi ile bir bütündür. O halde mutlu bir insan için şehri inşa ederken nelere dikkat etmeliyiz. İnsanlar köyde bulunduğu mekanı sahiplenirken şehirde sahiplenme daha az olarak gerçekleşiyor. İnsanın üç çevresi var. Bir oturduğu çevre, okuduğu çevre ve çalıştığı çevredir. Şehirler inşa edilirken bu üç çevreye göre inşa edilmelidir” ifadelerini kullandı.   

“KÜÇÜK YEŞİL ALANLAR BİRLEŞTİRİLEREK MİLLET BAHÇESİNE DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR”

Meskenin, insanın ilk dönemlerinden itibaren ihtiyaç duyduğu ve barınma ihtiyacını giderdiği yerler olduğunu belirten Dr. Sinan Genim ise, “Mesken insanların ilk dönemlerinden itibaren ihtiyaç duyduğunda içerisine sığındığı ve barındığı yerdir. Avcılık ve toplayıcılıktan sonra insanlar tarım yapmaya başladıktan sonra şehirler oluşmaya başladı. Şehirlerde insanlar birbirine muhtaçtır. Şehirlerde insanlar zevkle yaşar. Şehirlerimizde aynı mahalle içerisinde biri 3 katlı diğeri 8 katlı binalar, şehirlerimizin doğasına uymuyor. İstanbul içerisinde küçük yeşil alanların birleştirilerek büyük millet bahçelerine dönüşümü gerçekleştirilebilir. Bir şehir için bir tane imar planı yapılır. Tek imar planı olur, ikinci veya daha başka imar planlarına gerek yoktur” şeklinde konuştu.

“KÜLTÜR MEKANIN YAPISINI VE MİMARİSİNİ ETKİLİYOR”

Özel oturumda konuşan İstanbul Kültür Üniversitesi’nden Prof. Dr. Neslihan Dostoğlu “İnsanların olduğu gibi mekanların da kimliği bulunmaktadır. Mekanlar kullanılacağı işlev üzerine inşa edilir. Küreselleşme tüm dünyadaki yerel kimlikleri yok ettiği için tüm her şey birbirine benzemeye başladı. Mekan belli bir alan içerisinde insanın belirli bir yapı içerisinde durduğu yerdir. İnsanlar barınma ve diğer birçok etkinliği için kendilerine belirli yerler belirlemişlerdir. Kültür mekanın yapımında ve mimarisini etkilemektedir. Örneğin Osmanlı’nın hakim olduğu Makedonya’da birbirine benzeyen binalar bulunmaktadır” dedi.

Haber

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.