Paylaş

Kentleşme ve Mutlu Şehirler’in ele alındığı Kartepe Zirvesi-2019, Ara Güler Salonu’nda ‘Şehir içinde Şehir’ konusuyla devam etti.

Liu, “Göçmenler şehirler üstüne yük olmaz”

‘Kentleşme ve Mutlu Şehirler’in ele alındığı Kartepe Zirvesi-2019 tüm hızıyla sürüyor. Kartepe ilçesinde düzenlenen Zirve’de ‘Şehir İçinde Şehir’ konusuyla Beril Dedeoğlu Salonu’nda akademik oturum düzenlendi.

Oturumun moderatörlüğünü İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel üstlenirken Londra Regent’s Üniversitesi’nden Prof. Dr. Jonathan Liu, Mamak Sığınmacı Danışma ve Koordinasyon Merkezi Koordinatörü Ayşe Özlem Ekşi, Unhcr İstanbul Saha Sorumlusu Utku Güven konuşmacı olarak katıldı.

“MÜLTECİLER ŞEHİR İÇİNDE ŞEHİR OLUŞTURUYOR”

Açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, “Şehirler içindeki şehir malumunuz konumuz. Bunu açacak olursak doğal afetlerden ya da yaşanılan savaşlardan kaçarak başka ülkelere kaçmak zorunda kalan insanların gittikleri ülkelerde oluşturduğu şehirleri konu alıyoruz. İstanbul’u örnek alırsak kayıtlara geçmiş toplam 1 milyon mültecinin yaşadığını biliyoruz” dedi.

“GÖÇMENLERİN  YÜZDE 60’I ŞEHİRLERDE YAŞIYOR”

Adıgüzel’den sonra söz alan Utku Güven, “Her gün 37 bin insan dünya üzerinde evini ve ülkesini arkasında bırakarak kaçmak zorunda kalıyor. Bu kaçan göçmenlerin yüzde 60’ı da kaçtıkları yerlerin şehirlerinde yaşıyor. İstanbul’da bu örneklerin başında geliyor çünkü aradıkları tüm yardıma büyük kentlerde daha çabuk ulaşacaklarına inanıyorlar. İstanbul içinde yaşayan mülteciler yaşam için ticaret hayatına karışmak ve var olan işlerde çalışarak hayatlarını yönlendiriyor. 600 bin mültecinin yaşadığı kent çok az ülkede vardır. Ama İstanbul bu konuda çok sayıda mülteci barındırdığı için yerel yönetimlere büyük iş düşüyor. Ama bu yerel yönetimlerle kalacak bir konu olmadığı için STK’lar ile de ortak hareket edilmesinin doğru olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.

“BENDE İNGİLTERE YAŞAYAN BİR GÖÇMENİM”

Prof. Dr. Jonathan Liu ise “İngiltere yaptığımız Çinli nüfusun yarattığı şehir içinde şehri yani Çin Mahallesi’ni sizlere anlatacağım. Ben de bir göçmenim. Göçmenler gittikleri ülkelere zenginlik katar ve bunları sizlere anlatacağım. Çin Mahallesi 1978-1979 yıllarında Londra’da yaşayan Çinliler tarafından kuruldu. 1950’li yıllarda çok az sayıda Çin restoranı vardı ama şu anda sadece mahallede 80’in üzerine restoran var. Mahalle artık İngiltere’nin Çin’i olarak görünüyor.

LIU “KEBAP, TATTIĞIM EN GÜZEL YEMEKLERDEN BİRİ”

Liu sözlerini şu şekilde sürdürdü “ Dünyanın hiçbir yerinde bulamayacağınız Çin dışında en güzel yemekler burada bulunuyor. 2018 yılında 38 milyon ziyaretçi Çin Mahallesi’ni görmek için geldi. Turizmden gelen parayı sizler düşünün… Bir ülkeye kazandırılan ciddi bir para var ortada… Yani göçmenler şehirler üstüne yük olmazlar. Eğer doğru yola girilebilirlerse kendi kültürleriyle sizlere para bile kazandırabilirler. İngiltere’de bu olay gerçekleşti, neden başka ülkelerde olmasın” ifadelerini kullandı. “Çin restoranları dünya üzerinde önemli bir ihracat fırsatı yakalattı” diyen Liu, “Türkiye’de benzeri var. Kebap, Türkiye’nin en büyük ihracat yaptığı yiyecek midir bilmem ama benim tattığım en güzel yemeklerden biri” diyerek salondaki izleyicileri de tebessüm ettirdi.

“ŞEHRİN MUTLULUĞU ADALET VE HUKUKTAN GEÇİYOR”

Mamak Sığınmacı Danışma ve Koordinasyon Merkezi Koordinatörü Ayşe Özlem Ekşi de, “Şehrin mutluluğu için güvenlik ve adalet olguları çok önemlidir. Göçmenlerin öncelikli olarak kamu kurum ve kuruluşlarının hizmetlerine erişimlerini kolaylaştırmak; yanı sıra yerel topluma yönelik sunulan kamu hizmetlerine göçmen hizmetlerinin entegre edilerek kamu kaynaklarının daha verimli kullanılması hedeflenmeli. Bu hedef tutturulursa asıl mutlu şehri nitelendirebiliriz” şeklinde konuştu.

Haber

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.