Paylaş

 

Adaletin “A” sı ile Zulmün “Z” si hep hakimiyet kavgası ederlermiş. Nihayet araya torpilin “T” si öncülüğünde yağcının “Y” si ile gamsızın “G” si girerek uzun uğraşlar sonunda bir karara varmışlar. Bu karara göre yapılan anlaşma gereği, bir dönem Adaletin “A” sı hakim olacak, bir dönem Zulmün “Z” si…

Bu anlaşmaya da bir isim koymuşlar:HUKUK

Adaletin hakim olduğu dönemlerde insanlar huzur içinde yaşamışlar. Hz. Süleyman, Hz. Davud, Hz, Muhammed dönemleri, Hz, Ömer ve Ömer Bin Abdulaziz dönemleri gibi, insanlığın, medeniyetin hak ve adaletin zirve yaptığı dönemler yaşanmasına rağmen, Zulmün “Z” si sırasını beklemeden hep müdahil olmuş, hep hakimiyet kavgasını sürdürmüş.

Bu durumu fark edenler de gamsızın “G”si yüzünden yerlerinden bile kıpırdamamışlar.

Anlaşmanın adı Hukuk olduğu için de, zaten çoğu insan zulmün farkına varamıyormuş.

Firavun zamanında da bir Hukuk düzeni varmış. Firavun erkek bebekleri katlederken bile bunu Hukuka uygun yaparmış. O dönemde “Hukuk adil olursa meşrudur” demek ağır suç imiş.

İki taraf arasındaki bu hakimiyet kavgası günümüze kadar devam edegelmiştir.

Düne kadar insan eti yiyen, kadınları Engizisyon mahkemelerinde afaroz edip canlı canlı yakan, daha 1960’lı yıllara kadar, siyahileri ve sarı ırktan insanları hayvanat bahçesinde sergileyin “gelişmesini tamamlayamamış canlı türü” diye gören, pislik yüzünden veba dahil bir çok hastalıktan kırılan vahşi Avrupa’nın kanunlarını hukuk diye getirip “kopyala-yapıştır” mantığıyla, binlerce yıllık adalet sistemini ve tarihini yok sayarak Türk Milletine dayatmak, muhtemelen zulmün “Z” sinin işidir!

İşte bu Vahşi Batıdan kopyalayıp yapıştırdığımız yasalar, Türk Milletinin adalet anlayışını yer ile yeksan etmiştir.

Her dönemde, yüz binlerce insanın cezaevlerine doldurulması, bu iktidarın, geçmiş iktidarların, askeri darbeci cuntacıların değil, temelden Hukuk sisteminin ürünüdür!

Bu Hukuk sistemi bize göre değil kardeşim!

                                                                                         ***

Suç aynı, yasalar aynı…

Mahkemenin biri tutukluyor, biri tutuklamıyor…

İzmit’teki ceza veriyor, Erzincan’daki beraat!

Ankara’daki başka, İzmir’deki başka…

Bir kişi, binlerce uyuşturucu hap yakalatıp tahliye oluyor, bir diğer kişi birkaç gram ot yakalattı diye senelerce hapis cezası alıyor!

Sivas olayları sırasında Sivas’ta bile olmayan adam ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla 28 yıldır cezaevinde yatıyor;

Başbağlar katliamını yapanlardan hiç kimse tutuklu bile değil!

Açılım sürecinde dağdan gelen terörist adresi sabit olduğundan, tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılıyor, İzmit’te elli yıldır aynı evde oturan adam tutuklu yargılanıyor!

Hadi o dönemde FETÖ’cü hakimler vardı.

FETÖ’cü hakimlerin yargılayıp cezalandırdığı insanlar yeniden yargılanmayı hak etmiyorlar mı?

Adaletin “A” sı nerede?

Hakimin ceza verdiği kişi, cezaevinde…

Hakim de cezaevinde!!!

Eee? Adalet nerede?…

(Sen de haklısın hanım!)

                                                                                        ***

Adaletin “A” sı ile Zulmün “Z” si arasında gidip gelen Hukuk sistemini yönetenler, beğendikleri suçlara ceza indirimi uyguluyorlar;

-Şu suça indirim var, pek beğendim bunu!

-Dur dur. Şuna da verelim. Bu da fena değilmiş!

-Şu suça af maf yok! Hatta dörtte dört ceza yatsın bu!

(Beğendiğin suçların resmini çizebilir misin Abidin?)

(Yok yok. Sen mutluluğun resmini çiz)

1993 senesinden bu yana kaç tane af, ceza indirimi, infaz düzenlemesi çıktı sayamadım. Hiçbir gayr-ı meşru işim olmadığı halde, 27 yıl sonra infazımı yakıp beni tekrar cezaevine atan Hukuk sistemimizin, içler acısı haline üzülmekten, kendim için üzülemiyorum.

Hiçbir fiziksel temasım bulunmadığı halde ben yaralama cezası alıyorum. ( Bakışlarımla mı yaraladım acaba? 🙂 )

O cezayı yatıyorum yetmiyor. 27 yıl önceki suçun infaz cezasını yatıyorum. Üşenmemişler gün gün hesaplayıp 1047 güne tamam etmişler!

(Hadisene Abidin !) 

                                                                               ***

Bir aileden yedi kişi öldürüp, yedi idam cezası alan Çal canavarları dışarıda…

750 sene kesinleşmiş cezası bulunan Adanalı dışarıda…

140 sene cezası olan A.Z dışarıda…

172 ayrı suçtan sabıkası bulunan dolandırıcı çetesi dışarı çıkıp bilmem kaçıncı kere suç işleyip tekrar cezaevine girdi. (Zaten yine çıkar)

Benim ilk cezaevini girdiğim 1993 yılında doğanlar Hakim Savcı olup, benim infazımı yakabildiler!…

Korona izni sebebiyle, çocuk tacizcileri bile dışarıda…

Benim yattığım cezaevi yıkıldı, Yerine okul yapıldı. Okul mezun verdi.

Ben içerideyim.

Hep bu zulmün “Z” si yüzünden…

Araya giren yağcının “Y” sini hiç sevmedim.

Gamsızın “G” sine laf anlatamadım

Benim kurtulmam için Adalet!in “A” sı bile yeter…

Ama…

Hukuk böyle bir şey…

(Çiz artık şu resmi Abidin)

H. Osman Saraç

Haber

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.