Paylaş

Eskiden eğitimli insana çok ihtiyaç vardı.

Okuyan herkes emeğinin karşılığını alırdı!

Hatta çoğu zaman, mezun olmadan önce iş hazır olur,

Mezuniyet sonrası diploma beklenmenden “çıkış belgesi ile” fabrikanın, öğretmenler odasının, hukuk bürosunun ve ya işletmenin yolu tutulurdu!

İçinde bulunduğumuz dünya savaşlardan yeni çıkmış, sanayi devrimi, uzay çağı, bilgisayar, teknoloji derken ihtiyaçlar değişmiş,  dünya nüfusu artmaya başlamıştı.

O zamanlar yüksekokul, fakülte mezunları parmakla gösterilir, özenilirdi!

Ama, artık öyle değil!

***

Tabir yerinde ise mezun olduktan sonra hayali kurulan müreffeh yaşam, İŞ-GÜÇ akademik unvan hayalleri bir yana, iş bulma ihtimali bile git gide zorlaştı.

2 üniversite bitirip anne babadan harçlık bekleyen, kariyer sitelerinden insan kaynaklarından haber bekleyen,

Marketlerde bile çalışmak için lazım olan torpil arayan!

İlk 100 bine giren okullar yerine keşke iş bulabileceğim bir bölümde okusaydım diyen genç işsiz sayısı gün geçtikçe artıyor.

***

Evet, sizlerin de gözlemleyeceği üzere şimdilerde, örgün eğitimde bir bölüm okurken, ilave olarak birkaç yan dal bitiren işsiz sayısı, okumamış ve ya az okuyan genç sayısından neredeyse daha fazla!

Eskinin tersine, şimdilerde okumamışa iş bulmak daha kolay!

Çünkü nitelikli insana ihtiyaç duyan iş potansiyelleri belirli bir doygunluğa ulaştığı ve ihtiyacımız olan üretim ekonomisi modelleri, kısmen ehil olmayan ellerde, bir miktar ziyan edildiği için, diplomalı işsiz sayısı gün geçtikçe artıyor.

Ve maalesef daha da artacak gibi!

İleride de, ben okudum süründüm çocuğum okumasın erkenden iş güç sahibi meslek sahibi olsun denilmeye başlarsa şaşırmayın.

Madem öyle şimdi tam da bu gün okul tercihleri yaparken çocuklarımızın geleceğini düşünerek GERÇEKÇİ bir yaklaşımla hareket etmeliyiz.

Evet, her aile çocuğunun Fen lisesi ve Nitelikli Anadolu lisesinde okumasını ister ister de, hayallerle gerçekler her zaman örtüşmüyor!

Puanı yüksek popüler bir okula son sıralardan çocuğunuzu sokup “girmesi için her yolu deneyip” çok başarılı öğrenciler arasında her sınavda her kıyaslamada sınıf belirlemelerinde bile son sıralarda kalmasındansa,

Puanı ile başarılı öğrenciler arasında sayılabileceği bir kademe alt bir okulda okuması çocuğunuzun moral motivasyon açısından çok önemli!

Bizim çocuk filanca okulda okuyor tatmininizde daha önemli!

Herkes bilir ki, okumaya niyeti olan her yerde okur!

***

Evet, işletme, iktisat, siyasal, kamu yönetimi, maliye, mimarlık ve mühendislik fakültelerinin isimleri ağız dolduruyor, göz de dolduruyor ama!

Çoğu bölümün mezuniyet sonrası iş bulma ihtimali asgari ücretin üzerinde iş bulma ihtimali Almanya’nın bizi kıskanma ihtimaline yakın!

Okul bitince tek rakip sadece aynı bölüm mezunları olsa neyse, torpili olanın olmazı oldurabildiği bir zamanda, var olan ihtimalde iyice azaltıyor!

***

Aslında, kim okumalı biliyor musunuz?

Bir çocuk her fırsatta kitap okuyor ders çalışıyor, oğlum-kızım biraz dinlen dışarı çık hava al deme ihtiyacı duyuyorsanız o çocuk okusun.

Sonuna kadar okusun!

Ama;  Yavrum-oğlum-kızım azcık ders çalış, seni özele yollayalım, ek ders aldıralım, ittirelim kaktıralım, prensesim – paşam  Allah rızası için bırak elinde ki telefonu kalk şu bilgisayarın başından da azcık kitap yüzü gör!

Diyorsanız!

O çocuk okumasın!

Yazık,

Hem harcanacak zamana hem de paraya yazık.

Sizin gayretinizle kazansa da, mezun da olsa işi zor!

Mezun çok, torpilli çok, iş az.

Gerçek bu.

Ve ne kadar erken yüzleşirseniz o kadar iyi.

***

Peki çare!

Çarenin Sarıgül olmadığını da gördük J

Çare Meslek Liseleri ve Meslek Yüksek Okulları.

Hani bir slogan var “Meslek Lisesi Memleket Meselesi” gerçekten öyle.

***

Bırakın başarılı insanları, iş güç sahiplerini bir yana, Peygamberlerin bile hepsi meslek sahibi.

Onlar da bir nevi, kendi zamanlarının Meslek Liselileri!

Eminim! Peygamberlerin, velilerin, erenlerinin ve evliya denilen muhterem şahsiyetlerin din konuşarak, geçimlerini sağladığını düşünmüyorsunuz!

Kesin olan şu ki, hepsinin bir mesleği var, ya marangoz, ya demirci, ya kaşıkçı, çiftçi, çoban, ziraatçı!

Yani hepsi sanatkar, hepsi zanaatkar!

***

Onların zamanında, bilgisayar, elektrik, kimya, nükleer enerji olsaydı emin olun onlarla da ilgilenirlerdi!

Yani meslek bu kadar önemli.

Gelin, çocuklarınızı meslek liselerine ve meslek yüksek okullarına yönlendirin.

Gelin, Devletimizin eğitime ayırdığı bütçenin en fazlasını Meslek Liselerine ve Meslek Yüksek Okullarına ayıralım.

2 yıllık deyip geçmeyelim.

Uçak bakımdan gemi motor gövdeye, fizyoterapiden elektriğe, yazılımdan endüstriye, kimyadan fiziğe, demir doğramadan plastiğe, boya teknolojilerinden, elektroniğe, ilaç teknikerliğinden laborantlığa varıncaya kadar sanayimizin ve işletmelerimizin ihtiyaç duyduğu ne bölümler var!

Yanlış anlamayın ama, harcanacak paranın her anlamda en kısa sürede geri alınabileceği kazanç elde edilebileceği okullar Endüstri Meslek Liseleri, Sağlık Meslek Liseleri, Kız Meslek Liseleri, Ticaret Meslek Liseleri ve bu bölümlerin devamı olan yüksek okullar.

Aklımda bir şey daha var ama nasıl yazayım çok düşündüm!

Yani şöyle ki!

Pek çok okulun öğrencilerinde yüzdesel olarak her geçen gün “maalesef” artan deizmin ateizmin bile yok denilebilecek hatta hiç yok denecek kadar “yok olduğu” okullar Meslek Liseleri!

Çok çok büyük bölümü Milli ve manevi yönden de itikat sahibi öğrenciler ile dolu.

Öyle ya; mesleği var, sanatı var, çalışıyor, üretiyor, kazanıyor, kazandırıyor, daha ne yapacak.

Geriye kalan HAMD ve ŞÜKÜR.

Torpile de ihtiyacı yok, kimseyi kandırmaya da, mülakatlık, siyasetlik işi de yok!

Bunlara ayıracak vakti de yok!

Dikkatle bakarsanız, kendi başına bir şeyler yapmış, iş kurmuş, istihdam sağlamış şehrine ülkesine katma değer katan, sivil toplum kuruluşlarında toplum yararına Allah yolunda para harcayan insanların önemli bir kısmı Meslek Liseli, Meslek Yüksek Okullu.

Bu alanda Meslek Liselilerin oranı gerçekten çok fazla.

Bu gün yaşadığımız ekonomik sıkıntılardan ve bunalımdan çıkış yolu bence bu!

Pandemide bile herkes birilerinden bir şeyler beklerken Meslek Liseleri ürettiler, sadece maske, kolonya, solunum cihazı, koruyucu elbise, eldiven değil, ne lazımsa onu ürettiler ve ülkemizi namerde muhtaç etmediler.

Demek ki yöneliş bu okullara hangi hızla olursa işsizlik ve geçim sıkıntısı gibi sorunların çözümü de o hızla mümkün olur.

Hayat herkese takım elbiseli , masa başı, az iş çok para veremez!

***

Japonlar, Almanlar, Amerikalılar, Çinliler, Koreliler ihtiyaçlarından fazla ürettikleri için her birinin Gayri Safi Milli Hasılası neredeyse Tüm Müslüman Ülkelerinkine eşit!

Onun için pek çok alanda bizden öndeler!

Ve çocuklarımız onun için oralara özeniyor!

Siz de evladınızın iş garantili bir tahsil hayatı ve mezuniyet sonrası müreffeh bir hayat yaşamasını istiyorsanız!

Dişi ile tırnağı ile kimseden bir şey beklemeden emeği ile bir şeyler sahibi olmasını istiyorsanız,

Meslek lisesi ve mesleki yüksek okullarına yönlendir diye tavsiye ederim.

Çalışanın, üretenin yanlış işlere boş işlere ayıracak vakti de olmaz.

İşsiz mesleksiz insanın kendine de zararı olur çevresine de,

Meslek Lisesi Gerçekten Memleket Meselesi.

Yeni eğitim-öğretim yılı çocuklarımız için Hayırla gelir inşallah.

Selam ve dua ile.

 

 

 

Haber

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.