Paylaş

Bugünlerde insanoğlu olarak yaratılış gayemizi bir çoğumuz unuttuk yada görmemezlikten gelmekteyiz.

Fiziksel olarak insanız evet, lakin yaşantıya baktığımız zaman bir çoğumuz insanlıktan, insanca yaşamdan çok uzaktayız.

En ufak bir şeyde bir birimize şiddet göstermek için yarışıyoruz. Bir yerde bir indirim ucuzluk olduğu zaman, ucuz olan malzemeyi elde edebilmek için hiç düşünmeden bir birimize zarar vermekteyiz.

Arkadaşıyla, komşusuyla bir lokma ekmeği paylaşan bir nesil iken, öyle bir hale geldik ki hiç bir şeyimizi paylaşmaz bir nesil haline ggeldik.

Bir yerde indirim yada ucuzluk olduğu zaman, indirim ucuzluk olan ürünü elde edebilmek için bir birimizi düşüncesizce neredeyse öldürebilecek hale geldik.

Bazılarımız bulunduğumuz makam, mevkii , elimizde ki imkanları kullanarak gücümüzün yettiğine zulüm, eziyet ediyoruz.

Dünyada kendimiz haricinde yaşayan canlılara, gücümüzün yettiğine hunharca zarar vererek kendimizi mutlu etmeye çalışıyoruz.

İşte böyle bir çok insanlıktan, insanca yaşantıdan, davranışlardan uzak bir toplum, sadece fiziksel olarak insan haline geldik.

Gelin hep birlikte düşünelim. Bizler ne yapıyoruz. Nereye gidiyoruz. Etrafımızdaki insanlara, canlılara nasıl davranıyoruz. Kendimizi, hareketlerimizi gözden geçirelim. Özümüze dönelim, kendimizi bulalım. Güzel ahlak sahibi olmaya çalışalım. Birbirimizi sevelim, sayalım, saygı gösterelim. İnsana, insanca değer verelim.

İnsanoğlu olarak hayatta iken bir çok makama, mevkiye ulaşabilir, elde edebiliriz. Yeri gelir zengin yeri gelir fakir ihtiyaç sahibi bir insanda olabiliriz.

Bulunduğumuz makam, mevkiler, yaşam şartları bizi insanlıktan, insanca yaşamdan, davranıştan uzaklaştırmamalıdır.

Kişi ne olursa olsun kendisinin de, etrafındakilerin de birer insan olduğunu aklından çıkarmamalıdır. Toplumda da her kesin bir birinden beklentisi makamı, mevkii ne olursa olsun, karşısındaki kişiden insan olmanın gereklerini yerine getirmesidir.

Her insanın yaratılışı gereği “eşrefi mahlukat, yaratılmışların en şereflisi en mükemmeli” olduğunu bilelim. Önce kendimizi tanıyıp değer vererek, sonra etrafımızdaki diğer insanlara, canlılara değer vermeye başlamalıyız. Zira kendisini tanımayan, kendisi ile barışık olmayan insan etrafındaki insanlara, canlılara da hoş iyi davranmaz. Kendisini de etrafındakileri de huzursuz eder.

Toplum olarak yitirdiğimiz insanlığı, insanca yaşamı, davranışları ele alarak kendimize çeki düzen vermeliyiz. Kendimizi tanımalıyız.

Unutmamak gerekir ki üç günlük , gelip geçici dünyada huzursuzluk çıkarmak, önüne geleni gücünün yettiğini ezerek, vurarak, kötülük yaparak insanlık dışı hareket yapmak kimseye fayda sağlamaz. Hiç bir anlamı da yok.

Gelin her şeyden önce sadece fiziki olarak değil, ruhende yaşantısal, davranışsal olarak da insan olalım. İnsanca yaşayalım. İnsanca bir birimize etrafımıza davranalım.

Önce kendimiz, sonra etrafımız ülkemiz, dünyamız huzurlu mutlu bir ortama dönüşsün.

Huzurlu bir dünyaya, insanca yaşanan dünyaya, her kesin mutlu olduğu dünyaya ulaşabilmemiz dileğiyle.

İYİLİĞE DAVET

      İzmit’te Fethiye Caddesinin yukarısında bulunan Coşkun cafe & kırtasiye de Chp İzmit kadın kollarının bir araya gelerek, gelirinin yardım amaçlı kullanıldığı, her perşembe günü yapılmakta olan mantı gününe sizleri de davet ediyorum.

Böyle güzel etkinlik yaparak , ihtiyacı olana yardımcı olan Chp İzmit kadın kolları mensuplarını tebrik ediyorum. Emeklerine yüreklerine sağlık.

Haber

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.