Paylaş

İlkokullarda 6, ortaokullarda 6, liselerde 6 derken! Ortalama 18 milyon öğrencimiz varmış!

Google de öyle yazıyor!

De! 1 milyon da öğretmen olsun, etti 19…

1 milyonda memur-hizmetli, oldu 20…

Ortalama 7 milyon da üniversite öğrencisi varmış!

27…!

***

Kantincisi, temizlik malzemecisi, doçenti, fotokopicisi-tonercisi, kırtasiyecisi, forma-rozet imalatçısı, araştırma görevlisi, kağıt toptancısı, servis şoförü, bakanlık-müdürlük çalışanları, dergi-kitap satıcısı, satınalmacısı, ihalecisi, camcısı derken bu rakam neredeyse 30 milyonu buluyor.

Camcı deyip geçmeyin, kim bilir her yıl kaç cam değişiyor, kaç kişi ekmek yiyor bu işlerden…

Kaç öğrenci de disipline gidiyor!

Müthiş bir sarmal döngü…

***

Dedeler nineler şu çocuklar okula gitse de az kafamızı dinlesek! Bekar gençler de yeğenimi okula götürüp getireyim bakarsın sosyalleşirken kısmetim açılır diye okulların açılmasını bekliyor olabilir!

Yani sadece mali ya da bilgisel olarak değil, okulların açılması insanların duygusal ve sosyal hayatı anlamında da çok önemli!

Kız meselesinden çıkan kavgalar acillerin sirkülasyonunu bile etkiliyor!

Harcanan tonlarca pamuk, şişelerle tentürdiyot, binlerce yara bandı da cabası!

Bu bağlamda, neredeyse okulların açılmasını beklemeyenimiz yok gibi!

Ama tabi her şey den önemlisi sağlık.

***

Bende diyorum ki öyle güzel tedbirler ile okulları açalım ki, dillerde dolaştığı gibi okullar açılır ama bir-iki hafta sonra kapanır durumu olmasın!

***

Misal!

Hafta üçe bölünüp sınıfların 1/3’ü pazartesi Salı, 1/3’ü Çarşamba Perşembe, 1/3’ü Cuma cumartesi gidebilir!

Misal!

Bunların da yarısı sabahçı yarısı öğlenci olabilir!

Misal!

Diğer dört gün okula gitmeyenler uzaktan eğitim görebilir! Kendilerine “bol bol” dağıtılan fotokopiler üzerinden derslerine çalışıp, ertesi hafta okula gidince tekrar edebilir!

Öyle demeyin fotokopi de – toner de en az cam kadar önemli!

***

Gülmeyin!

İnanın bu sefer mesleğim dolayısı ile şaka yapmıyorum.

Şayet sosyal hayatı çok yönlü düşünürseniz, öyle ya da böyle, kısmi veya tam, sabah ya da öğlen, hafta içi veya hafta sonu okullar “sürdürülebilir” bir şekilde açılmaz ise!

Bu durum ülkemizin ticari hayatını, dolayısı ile işsizlik oranlarını çok fazla etkiler.

Sabah evden çıkan öğrencinin bindiği servis, yediği tost, içtiği meyve suyu, çektirdiği fotokopi, bitirdiği kalem, çizdiği kağıt, kırdığı cam, eskittiği ayakkabı, yıprattığı mont, kestirdiği saç, kaybettiği toka…

Dünya ekonomisini ayakta tutuyor.

Meğer!

Yüce Allah oku derken! Ne kadar çok şeyi kast etmiş diye düşündü CKA.

***

Daha yazarım da!

Uzun olunca sıkılır okumazsınız, bu arada bayağı kesirleri bayağı biliyormuşum 🙂

Bu vesile ile, güzel konuşuyor, güzel tespitler yapıyor ama, imkanları kısıtlı demek ki diye sık sık kulağını çınlattığım Milli Eğitim Bakanımız sayın Ziya Selçuk’ a da selam eder, öğrencilerimize sağlıklı, esnaflarımıza bereketli bir eğitim-öğretim sezonu dilerim.

Amin.

Selam ve dua ile.

Köşe Yazarları

Yücel Alpay Demir

Haber

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir