Paylaş

Her insanın hayatında unutamadığı, yaşantısına rehber edindiği, hatta kendinden sonraki nesillere aktarma ihtiyacı duyduğu öğütler vardır.

Benim de annem ve babamın öğütleri dışında, Başbuğ Alparslan Türkeş’ten duyduğum birkaç öğüdü hiç unutmam.

***

En Büyük Silah Fikir, En Güçlü fikir de Türk Milliyetçiliğidir!

Bizler Türk Milliyetçileriyiz, bunun içindir ki kendimizi Milletimize sevdirmeli!

Siyaseten bizimle aynı fikirde olmayan insanların dahi güvendiği ve saygı duyduğu insanlar olmalıyız.

Bunun için gayret etmeliyiz.

Bizler temeli sevgi ve saygıya dayanan Büyük bir Ülkünün savunucularıyız.

O halde sevmek zorunda olan, saygın olmak zorunda olan da biziz.

İnsanlar bizi severse bizi dinler, yazdıklarımızı okur ve görüşlerimize saygı duyar.

Aksi halde elimizde İlahi emirler içeren kitaplar, dilimizde kutsal sözler bile olsa, hem bizden hem de savunduklarımızdan çekinir!

Uzak durur demişti!

Mekanı Cennet olsun inşallah.

Vefatında onu uğurlamaya gelen milyonlar ve vefatından sora her yaşanan olayda haklı çıkışı, kendisi ile aynı görüşte olmayan insanların dahi onun arkasından sarf ettiği saygı dolu sözler yaşarken kendi öğütlerine ne kadar bağlı olduğunun göstergesi idi.

Saygılı ve Saygın Bir Liderdi.

***

İşte demem o ki “belki de” ülkemizde deizm ve kutuplaşma diye terimler olmayabilirdi!

Tanıştığım Deistlerin ve din karşıtlarının “özünde” Dinlere değil, dindar olduğunu iddia ederek siyasetlerini, ticaretlerini ve toplumsal statülerini kestiği ahkamları yaşantısına aks ettiremeyenlere karşı olduklarını,

Dindar! Görünüşlerine rağmen!

Aslı astarı olmayan, ispat ve gerçeklikten “Kuran-ı Kerim öğretilerinden” uydurma insani sözler ve gerçek din ile bağdaşmayan davranışlarla hayatlarını sürdüren insanlara karşı olduklarını anlayınca!

Merhum başbuğumuzun ne kadar haklı olduğunu bir kez daha anladım.

***

Öyle ya!

Dünyanın her köşesine giden Müslüman Tüccar ve Alim’lere özenerek, sempati duyarak, güvenerek, imrenerek Müslüman olanların yaşadığı coğrafyalarda bu gün İslamofobi varsa!

Bunun tek suçlusu gavurlar, kafirler olmamalı!

–                      Misal ben, 5 Ülkeye gittim daha siftahım yok, bir kişi bile bana özenip Müslüman olmadı! Bana bakıp Müslümanlardan soğuyan olmamıştır inşallah!

Kuran-ı Kerimin uygulamalarımıza, yaşantımıza ve söylediklerimizle uyuşmayan kısımları batmalı bize, canımızı acıtmalı ki değişim başlasın.

Her yönü ile kusursuz bir Dine mensup olanların sayısı ülkemizde ve dünyamızda gün geçtikçe azalıyorsa!

Hem de pek çok “Müslüman” ülkede ki dünya ortalamasının kat be kat üzerinde ki doğum oranlarına rağmen!

Öyle ise, endişelenmeliyiz!

Yarın hakkın divanına varınca yüce Allah bunun hesabını Urartulardan soracak değil elbet!

***

En fazla Müslüman ülkelerde ki İslamafobi’den endişelenmeliyiz.

Etrafımız da yanlış bir şeyler oluyorsa bizim yüzümüzden olmasın inşallah!

Bunun için hatayı uzaklarda aramamalı, her soruyu önce kendimize sormalıyız!

BEN NE KADAR MÜSLÜMANIM!

Davranışlarım ne kadar İslami!

***

Hiç kimseyi değerlerimizden soğutmaya hakkımız yok.

Bunun içindir ki savunduklarımız kadar, davranışlarımız ile de konuşmalıyız!

Hal ve hareketlerimizin, sözlerimizden daha önemli olduğunu unutmamalıyız!

Hele ki İsimlerimiz bir inanç ve bir fikir ile birlikte anılıyor, tanınıyorsa!

Hele ki Dini ve Milli kurumları temsil ediyorsak.

Kendimizi sevdirmeyi şiar edinmeli, güven vermeli, insanların değerlerine benimsemiyorsak bile, saygı göstermeli, günahlarımız azalmıyorsa, sevaplarımızı “doğru ve faydalı davranışlarımızı” arttırmak için gayret etmeliyiz.

Ve tamamladığımız her gün, ne kadar “ALLAH RAZI OLSUN” sözü duyduysak o kadar karda olduğumuzu bilmeliyiz.

Yıkama yağlamacılardan duyduklarımız yetmemeli!

Bizden olmayanlardan da duymaya gayret etmeliyiz!

Bu yazdıklarımın içinde ki öneri ve tavsiyelerin hepsi “tamamı” önce kendime!

Ha!

İslamcı idarecilerimiz, İslamcı zenginlerimiz, İslamcı siyasetçilerimiz, her işte öncelikli ilahiyatçılarımız ve yerel yöneticilerimiz ile birlikte,

Olur da Diyanet İşleri Başkanımız Sayın Ali Erbaş da yazdıklarımı okur, “şahsım” başta olmak üzere hepimiz kendimize lazım olduğu kadar pay çıkartırsak ne ala!

Hala vakit varken, hep birlikte düzelelim inşallah.

Kar etmek için ayrıştıysak, daha fazla zarar etmeden birleşelim inşallah.

***

Öyle ise, perşembe Günümüz de mübarek olsun.

Allah Hepimizden Razı Olsun.

Bir de Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten.

O var ya!

Yunus Arda’mın tabiri ile ADAM, ADAM.

Selam ve Dua ile.

Haber

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.