Paylaş

Eğitmci Çocuk Gelişim Uzmanı Serap Kulaksız Öğretmen, öğrenci, veli üçlemesi üzerine kurulu yazsıında şu ifadelere yer verdi;

“Yıllardır hep söylenir, hep söyleriz ve söylemeye devam ederiz. Özel eğitimde ya öğretmen üstüne gitmişiz ya da çocuğun, en fazla da ailenin üstüne gitmişizdir. Özellikle anneler; yorulmuş, kırılmış, hayalleri yıkılmıştır. Hep kendini tamir etmekle, çevreyle, ailesiyle, çocuğuyla uğraşır. Hep kendini yetersiz görür. Çevre “sen yaptın, sen yetmiyorsun, senin yüzünden, ” der. Okulda öğretmen; sen eğitemiyorsun, uygulayamıyorsun diyerek annenin başarısızlık duygusunu pekiştirerek duygusal boşluğa iter.

Kırılan bir vazoyu yapıştırıyoruz ve içine su doldurup çiçek koyarız. .Sizce o vazo içindeki suyu sızdırmadan durabilir mi? Cevabı duyuyor gibiyim. Sızdırmadan duramaz.. Peki yıkılan, yorulan, duygusal boşluğun içinde yalnız kalmış bir anne ne yapabilir? Evet! Ayakta dimdik duruyor ve içinde sakladığı sızıları yaraları anlayamıyoruz, bilmiyoruz. Ya da bilmek istemiyoruz.

Eğitimde üç saç ayağı yoktur. Eğitimde dört saç ayağı vardır. Dördüncü saç ayağı “ÇEVRE”dir. Çevre; çocuğu eğitir ya da köreltir. Çevre hep ihmal edilmiş, ötelenmiş, görmezden gelinmiştir. Çevrenin etkilerini küçümsemeyin. Oturmasını kalkmasını, yemesini içmesini, kendini ifade etme yollarını, kısaca hayatı öğretir..

Peki bizim çevremizde ne var? Çevre bize neyi öğretiyor? Bizim çevremiz bize dışlanmayı, suçlanmayı, acımayı, uzaktan izlemeyi, ne halin varsa gör demeyi öğretiyor.

Özel eğitimde istediğimiz seviyede değiliz.. Neden? Neden?

Çevre eğer aileye, anneye, öğretmene, çocuğa destek olmaya başlarsa özel eğitimde çok başka konuma varacağız. Çevre, çocuklarımızın elinden tutunca yürüyeceğiz, konuşacağız, okuyacağız, yazacağız.

HEY! Size sesleniyorum. Komşularımız, arkadaşlarımız, akrabalarımız … Görmedim, duymadım, bilmiyorum sözleriyle üç maymunu oynamayalım artık. Yaşanılan ve yaşanılacak her şeyden sorumluyuz. Kalkın, uyanın, kendinize gelin. Ağlayan annenin, çıkmazda olan bir babanın, okumakta zorlanan, yazamayan, konuşamayan, yürüyemeyen bir çocuğun size ihtiyacı var. Bırakın tv izlemeyi! Yarın ilk işiniz evinizde apartmanınızda mahallenizde özel birine gidin ben geldim seninle vakit geçirmek istiyorum deyin. Konuşun, yürüyün, okutun,yazdırın elini tutun ve değerli olduğunu hissettirin.

Günün sonunda sizde kendinizi değerli hissedeceksiniz.”

 

 

              ÇOCUK GELİŞİM UZMANI EĞİTİMCİ SERAP KULAKSIZ

Haber

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.