Paylaş

Toplum olarak çok şanslı bir toplumuz. Ülkemizin bulunduğu konumu, zengin bir tarihe sahip olması münasebetiyle çok geniş ve zengin kültürel değerlere sahip bir toplumuz.

Her bölgemizin, her ilimizin, her yöremizin kendine has bir çok kültürel değerleri, yaşam koşulları, yöresel oyunları, lezzetleri bulunmaktadır.

Bu kültürel değerlerimizden bir taneside köylerimizde bulunan köy odalarıdır.

Köy odaları eski Türklerdeki “bey otağlarının” fethedilen coğrafyalarda aldığı yeni biçimdir. Bu mekanlar köyün ileri gelenlerince himaye edilir ve masrafları karşılanır.

Köy odaları yolcunun, misafirin, yoksulun teklifsiz yararlanabileceği sosyal tesisler olarak kullanılır.

Köy odaları her şeyden evvel birer eğitim kurumuydular. Bu odalarda bilhassa kış gecelerinde düzenlenen sohbetler, anlatılan yada okunan öykülerden çıkarılan hisselerle kültürel değerler kuşaktan kuşağa taşınıyordu.

Belirli yaşa gelmiş çocukların da katılımına izin verilerek onların sosyalleşmesi sağlanırdı. Gençler kapı yanında “bardaklık” denilen yerde oturur, büyüklere hizmet ederlerdi.

Bu köy odalarını genellikle hali vakti yerinde olanlar açık tutarlardı. Kış günlerinde sabah evinden çıkıp köy odasına gitmeye karar verenler ellerine bir parça odun ve tezek alır, ceplerine de kesme şeker koyarlardı.

Evlerde hazırlatılan hedik ve kavurga gibi çerezler köy odalarına taşınır, birlikte  yenirdi.

Akşamları yemekten sonra halk bu odalara gider, geç vakite kadar otururlardı.

Köy seyirlik oyunlarının sergilendiği doğal sanat kurumuydu.

Köy odaları, uzun kış gecelerinden meddahlık yeteneği olanların anlattıkları kahramanlık ve aşk öykülerinin duygu yoğunluğunda geçirilirdi.

Aşıklar geleneğinin ürünü olan halk öykülerinde ki deyişler sesi güzel olanlarca terennüm edilir, böylece bu toplantılar bir musiki meclisine dönüşürdü.

Bu toplantılarda okuma bilen birisi siyeri nebi, destanları okurdu. Sergilenen seyirlik oyunlarla hayat tek düzenlikten kurtarılır, mizahın ve hicvin coşkun ırmağında aklanırdı.

Köy odalarının köylerin meclisi ve mahkemesi olarak kullanıldığı bilinmektedir.

Köy odalarında yapılan bu kültürel çalışmalara kimi bölge, yörelerde herfene adı verilmektedir.

Günümüzde herfene geceleri etkinlikleri Bayburt ve Erzurum’da hala sürdürülmektedir.

Bir çok köyümüz şehirlere göç vermesi nedeniyle boşalmıştır. İnsanların şehirlere yerleşmesi, kentleşmesi sonucu bu kültürel değerler sürdürülememekte, köy odalarının hüviyeti tarihte bir masal olarak kalmakla karşı karşıyadır.

Yöresel dernekler günümüzde herfene geceleri düzenleyerek bu geleneği bir nebze de olsa hatırda kalmasını sağlamaktadır.

Bende geçen haftalarda düzenlenmiş olan, herfene gecelerine katılarak bu geleneklerin sürdürüldüğüne şahit oldum.

Bu anlamda Kocaeli Erzurumlular Derneği ve Kocaeli Aşkaleliler Derneğinin Yönetimlerini tebrik ve teşekkür ederim.  Bu değerlerin sürdürülebilmesi için katkı sağlayan iş adamlarına ve yerel yönetimlerimize de ayrıca teşekkür ederim.

Bu hafta katılmış olduğum bir diğer güzel etkinlik ise Kocaeli Yozgatlılar Federasyonu ve Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ortaklığında düzenlenen Arabaşı Şöleni oldu.

Böyle güzel bir programı organize eden Kocaeli Yozgatlılar Federasyonu ve dernekleri ile Kocaeli Büyükşehir Belediyesini tebrik ve teşekkür ederim.

Ülkemizde İç Anadolu bölgesinde Yozgat başta olmak üzere bir çok ilimizde yapılmakta olan bir lezzet Arabaşı Çorbasını tatmaktan büyük keyif aldım.

Arabaşı Çorbası, un ve yağın kavrulması ile oluşturulan malzemenin tavuk suyu ile kaynatılmasıyla yapılan bir çorbadır.

İç Anadolu’nun bir çok kentinde soğuk kış gecelerinde bolca tüketilen çorba, ekmek yerine özel yapılan hamuruyla servis ediliyor.

Genellikle akşam yemeğinden bir kaç saat sonra, eve davet edilen misafirlerle içilen arabaşı çorbası, akrabalık ve komşuluk ilişkilerinin güçlenmesine vesile oluyor, derin sohbetlere eşlik ediyor.

Oldukça acı olan, tavşan, kaz, tavuk ve hindi etinden yapılan çorba, besin değeri yüksek gıda olarak da biliniyor.

Bir kez daha böyle değerli bir besin ile bizleri tanıştıran Kocaeli Yozgatlılar Federasyonu ve derneklerine, Kocaeli Büyükşehir Belediyesine teşekkür ederim.

Umarım herfene geceleri ve Arabaşı gibi nice güzel değerlerimiz nesilden nesile aktarılarak, unutturulmaz.

Toplum olarak bu değerlere hep birlikte sahip çıkalım.

Yine geçen hafta Kars Ardahan Iğdır Tanıtım günleri adıyla, Kars Ardahan ve Iğdır ‘a ait olan lezzetlerin, değerlerin tanıtılmasını sağlayan Kars Ardahan Iğdır vakfına ve derneklerine teşekkür ederim.

Ülkemizin doğudan batıya tüm değerleriyle, kültürel zenginlikleriyle varlığı daim olması dileğiyle.

Sevgiyle Kalın

Haber

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.