Paylaş

            Cenabı Allah Zariyat Suresinin 56.cı ayetinde: “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım!” buyurmaktadır.

İnsanın hayattaki tüm gayesi Rabbini bilmek ve O’na layıkıyla kul olmak olmalıdır. Yüce Rabbimiz kendisine nasıl layık bir kul olabileceğimize dair, bize kitaplar göndermiş ve bize göstermesi, öğretmesi için tarih boyunca birçok peygamberler göndermiştir. Her biri insanlara yaratılış gayelerini anlatmış, onları uyarmış, hakka davet etmişlerdir.

Bugün bakıyoruz ki, insanların birçoğu özellikle Müslümanım diyen insanlar yaratılış gayesini unutmuş, bilmiyor. Dünya hayatının aldatmacalarına kapılarak kulluktan hayli bir uzak yaşam sürmektedir. Okuyup öğrenmediği içinde, kulaktan duyma bilgilerle ya da büyüklerinden gördüğünce ezbere dayalı bir din anlayışını gütmekte. Böylece inandığı gibi değil, yaşadığı gibi inanmaktadır. Yaşadığını inancı sanmaktadır.

Maalesef ki insanları hayra, hakka çağırması gereken ilim sahipleri kişiler bile dünya hırsına kapılmış. Hakikati insanlara anlatması gerekirken, insanlara hakikati anlatmayıp, hakka davet etmeyip insanların şerrin içerisinde yaşamalarına seyirci kalmaktadır.  Birçoğu da anlattıklarını kendileri yaşamadıklarından dolayı, karşı tarafa tesir edememektedir.

Her birimiz oturup düşünmeli, dünyaya geliş gayemizi hatırlamalı ve ona göre yaşamalıyız. Bizler, eşrefi mahluk, yani yaratılmışların içerisinde en şerefli olmanın sorumluluğunu taşıyoruz.

Bizler yeryüzüne hayvanlar gibi, boş avare yaşamak için gelmedik.

Şu yüce kitabımız sadece hocalara ya da sadece bir mevlitte okunmak için inmedi. Tam anlamıyla yüce kitabımızı, peygamberimizi her birimizin öğrenmesi ve hayatına tatbik etmesi gerekir.

Müslümanlar olarak dinimizi öğrenmek için gayret etmeliyiz. Bunun da yolu okumaktan geçer. İlim sahibi hocalarımız, ilmini insanların istifadesine sunmalıdır. İnsanlara gerçek hakiki bilgileri öğretmeliler.

Kendimizi gömdüğümüz televizyon, kahvehane gibi zamanımın boş yere harcanmasına sebep olan yerlerden kendimizi çıkarmalı, kendisimizi öyle bir kıvama getirmeliyiz ki;

  • Doğru ile Yanlışı
  • Faydalı ile Zararlıyı
  • Adalet ile Zulmü
  • Güzel ile Çirkini
  • İyi ile Kötüyü

Birbirinden ayırabilecek meziyetlere kavuşabilmeliyiz. Böylece hayatı yaratılış gayesine uygun bir şekilde hakkın rızasına uygun yaşamalıyız.

Şu dünyada hepimiz birer misafiriz ve imtihan ediliyoruz. Günü gelen bir gün çekip gidecek. Bundan dolayı da dünyaya aldanmayalım. Hiç ölmeyecek gibi dünya için, yarın ölecekmişiz gibi ahiret için çalışalım.

İbadetlere büyük önem vermeliyiz. İbadetin sadece namazdan ibaret olmadığını bilmeliyiz.

İnsanoğlunun her hayatının her anı ibadettir inanan için. Örneğin bir kimsenin ilim öğrenmesi, çocuklarının evinin rızkını kazanması da bir ibadettir.

İnsanoğlu hayatının her anından, her yaptığından hesaba çekilecektir. Bu dünyada ne ekersek, ahirette onu biçeceğiz.

Dünya ya aldanıp da, sanki dünya da ebedi kalacakmış gibi davranmamalı. Kimsenin hakkına hukukuna girmemeliyiz. Gelip geçici dünyalıklar için kimsenin canını yakmaya değmez.

Hakiki güç ve kudret sahibi Rabbimiz, hakiki ilahi mahkemeye çıkardığı zaman mahcup olmamak için çırpınmalıyız. Allah’a hakkıyla kul olarak, huzura gitmek için çabalamalıyız.

 BAHARIN GELİŞİ

         Baharın gelişiyle birlikte, ağaçların yeşermesi, çiçeklerin açmasıyla birlikte hayatın güzellikleri ortaya çıkmaktadır. İnsanın gönlüne neşe saçmaktadır. Şu güzelim bahar havalarında bol bol doğaya çıkmalı, yeşillikler içerisinde kendimizi deşarj etmek çok güzel.

Bunun için doğanın önemi çok büyük. Doğamıza, doğamızın güzelliklerine sahip çıkmalı, yeşil alanların artması için gayret etmeliyiz. Gezdiğimiz yerleri kirletmemeli, yangına sebep olabilecek hal ve hareketlerden kaçınmalıyız.

Bunun içinde her zaman dediğimiz gibi DOĞAYI SEV, DOĞAYI KORU

 KÜTÜPHANELERİ DOLDURALIM

         Geçen hafta Körfez Yarımca Anadolu Lisesi’nde Piyade Çavuş Şehit Bilgin Varlı adına, Körfez İlçemizin kıymetli gazetecilerinden Mustafa Eranil abimin gayretleri ile hazırlanan, muhteşem bir kütüphane açılışına katılarak çok mutlu oldum. Daha nice kütüphanenin şehirlerimize kurulmasını dilerim.

Kütüphanelerimizi açarken de, aynı zamanda bu güzel kütüphaneleri doldurmak için, neslimizi başta olmak üzere insanları kitaba, okumaya meylettirecek, sevdirecek çalışmalar ortaya konulmalıdır.

Bunun için tüm devlet kurumları, stklar hep birlikte gayret etmeli, kitap sevgisini, okuma aşkını insanlara nakşetmelidir. Kıymetli Mustafa Eranil abimi bir kez daha buradan tebrik ediyor, kitaba okumaya yapmış olduğu hizmetlerinden dolayı kutluyorum.

Haber

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.