Paylaş

Geçen yine yürürken çok şey düşündüğümü, düşünürken plan program yaptığımı, omuzlarımı sıkarak yukarı kaldırdığımı stres yüklendiğimi yorulduğumu hissettim ve aniden durdum yolun ortasında!

Ne yapıyorum ben?

Doğru değil bu yaptığım, nedir bu sürekli dünle bu günle yarınla mücadelem!

Nedir bu sürekli yeni bir şeyler düşünme, yeni bir şeyler planlama hırsım!

Hal bu ki Elif öğretmişti, defalarca da tavsiye etmişti doğru nefes almayı, zihni boşaltmayı, omuzları aşağı doğru düşürerek kasılan bedeni “ruhu” rahatlatmayı!

Unutmasam keşke.

Sürekli başarmak, sürekli kazanmak, sürekli çabalamak, yetmeli artık.

Nedir yani, insanım nihayetinde, her şeyin bir dönüm bir doyum noktası olmalı.

Aç olan cebim, midem olmadığına göre!

Artık ruhum da gözüm de doymalı!

İndirmeliyim omuzlarımda ki bana ait olmayan tüm ağırlıkları!

Biraz da başkaları başarsın, başkaları kazansın, başkaları omuzlasın hayatı!

Sadece ticarette az kazanan çok kazanandan değil, kamu kurumlarında fabrikalarda işletmelerde de öyle, memur müdürden, şef vardiya amirinden, belediyelerde de yardımcısı başkandan daha rahat!

Özgürlük alanı, kendine ayırabileceği vakti daha fazla,

Derdi tasası riski, sorumluluğu, haliyle rakibi düşmanı da o oranda daha az!

***

Yürürken omuzları salmalı, etrafa bakmalı, ağacı kuşu insanları görmeli, şekilden şekile giren bulutlara bakmalı.

Her hareketlerin anlam çıkartmalı.

Kazandıkça o oranda bir şeyler de kaybettiğini bilmeli insan!

Misal emre belezoğlu fatih terim, arda turan!

Düşünün ki ortalama geçim düzeyinin 11.500 TL olduğu bir ülkede her yıl kulüplerinden milyonlarca dolar para alıyorlar, reklam gelirleri vs hariç!

Kazandıklarına biriktirdiklerine bankaların yasal olarak verdiği risksiz kemiksiz yıllık  % 30-40 faiz de yetmiyor ve görüyorsunuz ne hallere düşüyorlar biraz daha fazla kazanabilmek için!

Yetinmeyince demek ki, milyon dolarlar da tüm ülkece tanınmak ta yetmeyebiliyor insana!

Çoğu yerde para da ödemiyorlardır ünlü oldukları için, bir selfi çekilse, ara sıra dükkanına gelse, reklamını yapsa yeter çoğu esnafa!

Sonra diyoruz ki ülkemizde ki anketlerde bile neden bizim oyuncular yerine hep yabancıların ismi!

Ronaldo mu Messi mi!

Hagi mi, ikardi mi diye!

Boşuna dememiş Ulu önder Atatürk ben sporcunun zeki çevik….

Neyse…

Umreden resim paylaşmakla bitmiyor bütün sorumluluk!

***

Demem o ki biraz da başkaları kazansın, başkaları yükselsin, başkaları ünlensin, başkaları başarsın,

Yetinmeyi bilmeli!

Yeterince adandık, biraz da kendimize vakit ayırmalı!

Kalan ömrü geçen ömürden güzel yaşamak elimizde!

Kişinin kendi hayatını başkaları için bile yaşamaması bile kul hakkı sayılır bir yerde

İnsanoğlu kazandıkları ile değil, elde edemedikleri ile, içinde kalanlarla, yoksunlukları ile daha mutlu.

Az çok derken kıvamı ölçüsü kaçınca, tadı da kaçıyor hayatın!

Müfit Can saçın tınında dediği gibi kim bilir kaç ayfon ömrümüz kaldı!

Bundan sonra olduğu kadar, en doğrusu da galiba böyle…

 

Selam ve dua ile.

Haber

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.