Paylaş

Her gün okula gitmesek!

Bakkala gitmesek!

Sınav olmasa!

Ev ödevi olmasa!

Evden çalışsak! Tıkış tıkış arabalar! Günlerce dışarı çıkmasak! O koltuktan kalkıp karşıdakine yatsak!

Yıllık izin bitince idari izin kullansak! Rapor alınca müdür kızmasa! Törenlere katılma zorunluluğu olmasa!

İşe giderken Traş olmasam ne olur!, Makyaj yapmasam ne olur!

Sabaha kadar film izlesek! Akşama kadar yatsak! Sıkışana devlet kredi verse!

Hemen ödemesek, elimiz bollaşınca ödesek! Kısa çalışma diye bir şey olsa!

Kimseye gitmek zorunda kalmasak! Kimse de bize gelmese! Bayramlaşma telaşesi yaşamasak!

Büyüklerin elini öpmesek! Yaramaz çocuklarla gürültülü ortamlarda olmasak! Düğünlerden yorulduk! Nikahlardan sıkıldık!

Mı dediler!

Yoksa bu bazen isyan ettiğimiz ve sık sık dile getirdiğimiz şeyler dua niyetine mi kabul edildi!

Bilemem!

Ama farkındaysanız hepsi gerçek oldu…

***

Artık el sıkışma yok!

Öpüşüp sarılma kafa tokuşturma yok!

Cuma namazı yok, umre yok, hac yok!

Önümüz bayram, bayram namazı yok!

Üzerine alınan da yok!

Ders çıkartan da yok!

Ve her şey gözle görülemeyen bir mikrobun kabahati öyle mi?

***

Bizim payımız yok mu?

Gelin beraber basit bir ders çıkartalım; Hani dün TRT de bayramının adı yanlış yazıldı, tepki verdik!

Birkaç gün önce kanalın birinde bir ilahiyat ünlüsü dini lügat profesyoneli Türkçülük haramdır dedi, tepki verdik!

Ondan birkaç gün önce Bakanın biri fetih yerine yanlışlıkla işgal dedi, tepki verdik!

Daha daha evvel, Diyanet fetvalar verdi başkanları adamın birini ziyaret etti, tepki verdik! Ya!

***

Bunların hepsi aslında bahane! Böyle demeselerdi gitmeselerdi, gelmeselerdi ne olacaktı!

Övecek miydik?

Akıllarda olan dile dökülmeseydi, gönüllerde olan fiiliyata dökülmeseydi ne değişecekti!

Biz onları onlar bizi sevecek miydik?

Torpilimiz olmadan yeteneğimize göre muamele görecek miydik!

Taraftarın, dernekleriyle, oluşumlarıyla belediyelerinde eşit muamele görecek miydik!

Siyasi bilincimiz uygun değil se, dini bilincimiz, milli bilincimiz yetecek miydi?

Kabul görmemize!

***

Mesele şu ki, biz birbirimizi sevmiyoruz, herkesi sevmesi ve uzlaştırması gerekenler de sadece kendilerine sadık olanları seviyor!

Ve barıştırmak uzlaştırmak gibi bir düşünceleri yok!

Açık varsa herkes bulup söylüyor, doğru varsa herkes görmezden geliyor!

Ve sorumluluk makamında olanlar da neden böyle olduk diye dertlenmiyor!

***

Evet! Yaklaşık son 18-20 yılda yavaş yavaş böyle olduk!

Rahat yönetebilmek için öyle ayırıldık ki artık istesek te bir araya gelemiyoruz!

Değil 1.5 metre sosyal mesafe!

Aramızda öyle siyasi mesafeler oluştu ki sormayın!

Biz de uyduk, uyuduk!

Bir beklenti hayali sürüldü dudaklarımıza, onun tadıyla ha bu gün ha yarın!

Parasız askerlik!

Hatta parayı da bize harcatarak!

Sevdiklerimizden soyutlanarak!

***

Hani birlikte rahmet ayrılıkta azap var ya!

Bu yaşadıklarımız azap değil de nedir!

Gelin tövbe edin ve Allah’a yönelin, yönelelim!

Birilerinin nefsinin kurbanı olmasın dünya, olmasın ülkemiz!

Birlikte rahmet ayrılıkta azap var!

Belki böylece af oluruz ve kurtulur dünya!

Tüm bu yaşananlar tek bir mikrobun maharetiyle olmasa gerek!

Selam ve dua ile.

Haber

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.